TUVA CİHANGİR ATASEVER’DEN UZAY YOLCULUĞU HEYECANI
Türkiye’nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever, 8 Haziran’da gerçekleştireceği uzay seferine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Atasever, Azerbaycan bayrağının Türk bayrağıyla birlikte göğsünde yer alacağını belirterek, bu durumun iki ülkenin dayanışmasını sembolize ettiğini ifade etti. İşte Atasever’in uzay seyahati hakkındaki detaylar:
ASTRONOTLUK YOLCULUĞU: BİR EĞİTİM VE ARAŞTIRMA ADIMI
Atasever, 8 Haziran’daki uzay yolculuğunun aslında ABD’nin Houston şehrinde başlayan ve Uluslararası Uzay İstasyonu’na uzanacak olan Ax-3 görevinin bir parçası olduğunu açıkladı. Bu uçuşun bir eğitim adımı olduğunu belirten Atasever, ayrıca bunun bilimsel bir misyona dönüştüğünü vurguladı. İşte Atasever’in açıklamalarından önemli noktalar:
BİLİMSEL DENEYLER VE KATKILAR
Uzay yolculuğu kapsamında gerçekleştirilecek 7 farklı bilimsel deneyin uzay aracına entegrasyonu üzerinde aylardır çalışıldığını belirten Atasever, bu deneylerin ülkedeki uzay araştırmalarına önemli katkılar sağlayacağını dile getirdi.
DİĞER ÜLKELERDEN BENZER GİRİŞİMLER
Atasever, Türkiye’nin bu uzay uçuşuyla ilgili ilk olmadığını belirterek, İtalyanların benzer bir araştırma uçuşu gerçekleştirdiğini aktardı. Ayrıca, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın ekibindeki Ax-3 misyonunun pilotu Walter Villadei’nin de ekibin bir parçası olduğunu ifade etti.
UÇUŞ SÜRECİ VE DENEYLER
Uzay yolculuğu sırasında mikro yer çekimi süresince gerçekleştirilecek olan 13 farklı deneyin önemine değinen Atasever, bu deneylerin dünyadaki uzun süreli deneylere ışık tutacak bir araştırma fırsatı sunduğunu belirtti. Uçuşun teknik detaylarına da değinen Atasever, güvenlik eğitimlerini aldıklarını ve irtifaya ulaşmak için Virgin Galactic’in VSS Unity uzay aracını kullanacaklarını aktardı.
Bu andan itibaren mikro yer çekimi koşullarının oluşacağını ve deneylere başlayacağını vurgulayan Atasever, şu bilgiyi verdi:
“Bizim icra edeceğimiz deneylerin 3’ü uçuş için özel tasarlanan tulumumun üzerinde olacak. Yaklaşık 3 dakika sürecek serbest düşüş fazından sonra ise aracımız atmosfere tekrar giriş yapacak. Bu esnada aracın üzerindeki roket motorunun yakıtı tükendiği ve başka herhangi bir itki sistemi bulunmadığı için süzülerek kalkış yaptığımız piste ineceğiz. Burada pilotlara çok büyük iş düşüyor. Uçuşta alınan güvenlik önlemlerinin en önemlisi üzerimizdeki paraşütler olacak. Oluşacak herhangi bir acil durum senaryosuna yönelik de eğitimler aldık. Uçuş öncesi ABD’deki eğitim haftası içinde de bu eğitimler biraz daha kapsamlı olacak.”
“OVERVİEW EFFECT” İNCELENECEK
Atasever, öncelikle BEACON isimli beyin görüntüleme deneyi için kafasına takacağı yakın kızılötesi spektroskopisi ölçüm cihazını uçuşun tüm fazlarında üzerinde taşıyacağını, böylece beynin prefrontal korteks bölgesindeki kan yayılımı ve omurilik sıvısının dinamiklerini 1,5 saat boyunca inceleyeceklerini anlattı.
Mikro yer çekimi ortamında, normalde vücudun aşağı bölgelerinde bulunan sıvıların kafatasına doğru toplandığına dikkati çeken Atasever, “Bu durum, kafatası içindeki basıncı artırıyor ve astronotların görmelerini bozabiliyor. Bu olaya omurilik sıvısının etkisi ilk defa bir uzay uçuşunda gözlemlenecek. Buna ek olarak ‘overview effect’ yani dünyayı o uzak noktadan görmüş olmanın insanlarda yarattığı psikolojik değişim ve dönüşüm tecrübesinin beynimdeki izleri incelenecek.” ifadesini kullandı.
Atasever, “IvmeRad Radyasyon Dozimetresi” deneyiyle ne kadarlık bir radyasyona maruz kaldığının bilgisini elde edeceklerini belirterek, böylece gelecekte inşa edilecek farklı uzay istasyonlarına gidecek kişilerin anlık olarak ne kadar iyonize radyasyona maruz kalacağına ilişkin ölçüm yapabilecek, yerli imkanlarla geliştirilmiş bir akıllı radyasyon dozimetresinin ilk uzay testini gerçekleştireceklerini vurguladı.
Uzayda “İnsülin Kalemi Testi (UZİKAT)” ile özel bir kutu içine yerleştirilmiş 2 farklı insülin kaleminin mikro yerçekimi ortamında ilgili dozu ne kadar etkin şekilde aktarabildiğini gözlemleyeceklerini bildiren Atasever, böylece ileride uzay istasyonlarına diyabetli bireylerin gitmesinin ilk adımını atacaklarını dile getirdi.
HÜCRESEL DEĞİŞİMLER İZLENECEK
“Yörünge Altı Uçuşta Vezikül Analizi (YUVA)” deneyi kapsamında ise uçuş öncesinde ve sonrasında kendisinden toplanacak biyolojik örneklerin içinde bulunan hücre dışı veziküllerin, özel olarak geliştirilen bir mikro akışkan çip vasıtasıyla izole edileceğini belirten Atasever, uzaya gitmeden önce astronotların hücrelerine aktarılabilecek bir uyumlandırma terapisi geliştirilme potansiyelinin ilk kez araştırılacağını bildirdi.
Atasever, Alper Gezeravcı’nın misyonunda yer alan MESSAGE, METABOLOM ve MIYELOID deneylerini de gerçekleştireceği bilgisini vererek, şöyle konuştu:
“MESSAGE’da, ISS’dekinden farklı olarak 15 dakika içinde 2 kere 4,5 G kuvvete ve 3 dakikalık mikro yer çekimine maruz kalmanın insan fizyolojisindeki etkisi incelenecek. METABOLOM deneyinde uzay uçuş sebebiyle oluşacak bütün biyomoleküler değişimler ortaya konulacak. Bu veriler, hem astronotlar hem de dünyada bazı hastalıklara yönelik terapiler geliştirilmesinin önünü açabilecek. MIYELOID deneyinde ise kanser gibi bazı inflamatuar hastalıklar esnasında bağışıklık sistemi tepkisini baskılayan hücre gruplarının değişimi incelenecek.”
ULUSLARARASI BAĞLAR KUVVETLENİYOR
Bu 7 deneyin pek çoğunun uluslararası işbirliğiyle hayata geçirileceğini vurgulayan Atasever, BEACON deneyinin Harvard Tıp Fakültesi bünyesinde yer alan Uzay Tıbbı Araştırma Merkezi (CSMR) ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hava ve Uzay Hekimliği Ana Bilim Dalı ortaklığında gerçekleştirileceğini söyledi.
Atasever, UZİKAT deneyinin ise Axiom Space ve Türkiye Uzay Ajansının (TUA) ortaklığında yapılacağını aktararak, “Burada kurulacak akademik ve bilimsel bağlar, önümüzdeki yıllarda yürüteceğimiz çalışmalara ışık tutacak. Bu çalışmalar, ISS veya önümüzdeki yıllarda inşa edilecek ticari uzay istasyonlarında gerçekleştirileceğimiz misyonlarda daha farklı araştırma alanlarının açılmasına olanak sağlayacak.” dedi.
“TÜRKİYE, KOMPLEKS VE ÇOK FAZLI MALZEMELERİ UZAYDA ÜRETMELİ”
Atasever, Türk Astronot ve Bilim Misyonu Projesi’nin Milli Uzay Programı’ndaki 10 hedeften biri olduğunu hatırlatarak, sırada Ay görevi, uzay teknolojileri geliştirme alanları kurulması ve uzay limanı inşa etme girişimleri olduğunu bildirdi.
Türkiye’ye en çok katkı vereceğine inandığı alanın kompleks ve çok fazlı malzemelerin mikro yer çekimi ortamında üretimi olduğuna dikkati çeken Atasever, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu malzemeler kompleks yapıları dolayısıyla dağılmaya çok müsait olduğu için dünyada üretilmesi oldukça zor. Dünyadaki yer çekimi koşulları bu malzemelerin olgunlaşması ve yüksek miktarda üretilmesinin önüne geçiyor ama siz yer çekimi koşulunu ortadan kaldırdığınızda bu malzemelerin üretilmesi elverişli hale gelebiliyor. İnorganik malzeme grubu olarak özel fiberoptik kablolar üretebiliyorsunuz. Organik malzeme gruplarında ise insan organlarını dünya yörüngesinde üretip transplantasyon için yeryüzüne gönderdiğiniz bir senaryo uzak değil. 20 yıl içinde bunları göreceğiz. Bu, milyarlarca belki trilyonlarca dolarlık katma değer üretilebilecek bir alan. Türkiye’nin bu pastadan maksimum payı alabilmesi için ilgili kurumlarımızla stratejimizi geliştirmemiz hem teknoloji hem bilimsel deney hem de insan kaynağımızı olabildiğince hızlı şekilde geliştirip yetiştirmemiz gerekiyor. Türkiye’yi, kompleks ve çok fazlı malzemelerin mikro yerçekimi koşullarında üretilmesi noktasında dünyada 1 numaraya taşımak için elimizden geleni yapmalıyız.”
ABD’DE UÇUŞ ÖNCESİ SON HAZIRLIKLARINI YAPIYOR
Atasever, 28 Mayıs’ta ABD’de Axiom Space tesislerine deneyleriyle ilgili bazı çalışmalar gerçekleştirmek için gittiklerini şimdi de New Mexico’da fırlatmanın gerçekleşeceği Spaceport tesisinde bulunduklarını söyledi.
Bu hafta boyunca uçuşa yönelik eğitimler aldıklarını belirten Atasever, mikro yer çekimi ortamında üzerinde taşıyacağı deney ekipmanlarını test etmek üzere yüksek manevra kabiliyetine sahip uçaklarla aerobik uçuşlar gerçekleştirdiklerini anlattı.
Atasever, uzaya giderken yanına alacağı eşyalara ilişkin de şu bilgiyi verdi:
“Cumhurbaşkanı’mızın Nisan 2023’te TEKNOFEST’teki tanıtımımızda teslim ettiği bayrak benimle birlikte olacak. Benim annemin memleketi olan Azerbaycan bayrağı da Türk bayrağının hemen yanında göğsümün üzerinde yer alacak. Nasıl yeryüzünde bu iki ülkenin bayrakları yan yanaysa bu iki millet omuz omuzaysa uzay yolculuğum esnasında da yine yan yana olacaklar. Buna ek olarak ailemin ve yakın çalışma arkadaşlarımın onlar için kıymetli olan ve uzaya götürmem için bana teslim ettiği bazı minik objeler de benimle olacak.”