Volkan Aliakar- YENİÇAĞ
Cristiano Ronaldo ve Messi’nin oynamadığı “El Classico” ne kadar güzel olabilirdi ki?
Yıllardır bu ikilinin rekabetiyle daha da heyecanlı hale gelen Barcelona-Real Madrid derbilerine çok alışmıştık.
Onların, “artık başka dünyaların insanları” olduğunu hatırlayıp, saat 17.15’te oturduk televizyonun başına.
“Bari Arda Güler oynasaydı” diye iç geçirirken, sakatlığı aklımıza geldi yine kederlendik!
Son darbeyi ise stattan yedik! Barcelona’nın tarihi mabedi Camp Nou’da yenileme çalışmaları vardı. Dev derbi, şehrin bir başka stadı Lluis Companys’te oynandı. O muhteşem görüntüden de mahrum kaldık.
Barcelona; El Clasico’ya özel olarak efsanevi müzik grubu Rolling Stones ile eşleşen logo ile sahadaydı.
Başlama düdüğüyle birlikte tutunacak dal ararken, imdadımıza İlkay Gündoğan yetişti… Balıkesir’den, Almanya’ya işçi olarak göç eden ailenin çocuğu; tüm stada ismini söyletti, bizim de tüylerimizi diken diken etti. Diyeceksiniz ki; “Ama Alman Milli Takımı’nı” seçti. Ne yani yani hiç mi mutlu olmayalım!
Sonucu soruyorsanız… Real Madrid; neredeyse pozisyon bile bulamadığı maçta yeni yıldızı Jude Bellingham’ın 2 golüyle galibiyete uzandı. 2 topu direkten dönen Barcelona da neye uğradığını şaşırdı.