CHP Milletvekili Gürer, özelleştirmeleri eleştirdi
(ANKARA) – CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Zirai Donatım Kurumunu kapattınız, Süt Kurumunu özelleştirdiniz. Onları, özel sektörün olmadığı yerde yeniden devletin varlığını sağlayalım, rekabeti bu şekilde geliştirelim. Yani TEKEL fabrikalarını satıp yabancıların Türkiye’de cirit atmasına yol açacağımız yerde onların fiyatını oluşturan olumsuzluğa karşı mücadele edelim” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda fahiş fiyat artışı ve stokçuluk cezalarının artırılmasını içeren kanun teklifi görüşmelerinde söz aldı. İktidarın özelleştirme hamlelerini eleştiren Gürer, şunları söyledi:
“Fahiş fiyat niye bu kadar gündeme geldi? Kamuoyunda fiyatların artışına bir suçlu aranıyor, o suçlu da bu satışı yapanlar olarak görülüyor. Oysa işin özü farklı; Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının sistemsel olarak yönetim sorunundan kaynaklanan bu sorunu birilerinin üzerine devretmek için bu olgu ortaya çıkmış durumda.
“Verilen cezaların önemli bir bölümü tahsil dahi edilemeyecek”
Serbest piyasa ekonomisi uyguluyorsunuz, belediyelerin denetim yetkilerini 2004 yılında merkeze çekiyorsunuz, hatta belediyelerin gıda üzerinde denetim yaptığı laboratuvarları kapatıyorsunuz, ardından piyasayı kendi haline bırakıyorsunuz, o sürecin sonunda oluşan sorunları, kendi yönetiminizden kaynaklanan zaafları görmek yerine ‘fahiş fiyat’ diyerek bu işi cezayla önleyeceğinizi sanıyorsunuz. Yaptınız, 2021 yılında Rekabet Kurulu tarihinin en yüksek para cezalarını zincir marketlere uyguladı. Ne değişti? Göreceksiniz verilen cezaların önemli bir bölümü tahsil dahi edilemeyecek.
“Sorunların temel çözümü, girdi maliyetlerinden başlayarak piyasayı gerçekçi biçimde oluşturabilmek”
Belediyeleri güçlendirici biçimde yeniden denetimin içine katmak gerekir. Ayrıca, bu anlamda, üretim aşamasından başlayarak ortaya çıkan, fiyatı oluşturan sorunların üstüne gitmek gerekir. Eğer siz mazotun zammını sürdürürseniz nakliye için Adana’dan yola çıkıp İstanbul’a gelecek gıdanın fiyat artışı zaten fahiş fiyata dönüşmüş olur. Uygulamada karşılaşılan sorunların temel çözümü, girdi maliyetlerinden başlayarak piyasayı düzenli ve gerçekçi biçimde oluşturabilmektir. Aracılık sistemini kaldırabiliyor musunuz? Kaldıramıyorsunuz. İthal ürünü yurt dışından alıp gelip ‘Piyasayı dengeleyeceğiz’ derken, getirdiğiniz ürünü Türkiye’deki fiyatından satılmasını engelliyor musunuz? Engelleyemiyorsunuz. Ayrıca ‘stokçuluk’ diyorsunuz, lisanslı depoculuk 46 ilde var, dolaylı olarak stokçuluğu teşvik ediyorsunuz. Lisanslı depoculuk ne işe yarıyor? Ürününü kaldırıyor, getiriyor, oraya teslim ediyor, gidiyor, sigorta yaptırıyor, ardından bankadan kredi alıyor.
“Bu işleri kendi üreticimizin yanında olarak sürdürelim”
Uyguladığınız ekonomik politikalar kapsamında oluşan sorunları, tercih ettiğiniz sistem olan serbest piyasa ekonomisi içinde nasıl eriteceksiniz? Karma ekonomi… Dünya yeniden dönüyor, bu işin kolayı bu, gelin karma ekonomiye sistem olarak dönelim. Gübre fabrikasını özelleştirdiniz, yem fabrikasını özelleştirdiniz, Zirai Donatım Kurumunu kapattınız, Süt Kurumunu özelleştirdiniz. Onları, özel sektörün olmadığı yerde yeniden devletin varlığını sağlayalım, rekabeti bu şekilde geliştirelim. Yani TEKEL fabrikalarını satıp yabancıların Türkiye’de cirit atmasına yol açacağımız yerde onların fiyatını oluşturan olumsuzluğa karşı mücadele edelim. İşte, çayda 17 lira taban fiyat veriyorsunuz, ithal çay geliyor, kaçak çay geliyor; onun yolunu keselim. 25 lira taban fiyatı bizim çiftçimize verelim, bu işleri kendi üreticimizin yanında olarak sürdürelim diyorum.”