Dünyanın en büyük petrokimya piyasası bilgi sağlayıcısı ICIS’te LNG Analisti Alex Froley, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD’nin söz konusu kararından etkilenen en büyük projenin Venture Global’in Calcasieu Pass tesisinde planladığı yıllık 20 milyon kapasiteli ikinci proje olan CP2 olduğunu kaydetti.
Bu beklentilerin erteleneceğini vurgulayan Froley, “Avrupa’da etkilenen şirketler arasında CP2’den LNG tedarik sözleşmeleri olan Alman ENBW ve SEFE de bulunuyor. Çinli ve Japon şirketlerin de CP2’den anlaşmaları vardı.” değerlendirmesinde bulundu.
Froley, sektörün muhtemelen ABD seçimlerinden sonra ne olacağını görmek için beklemek zorunda kalacağının altını çizerek, “Bu da yeni projelere en az bir yıl gecikme getirecek. Ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde ABD, Kanada ve Meksika’da halihazırda onayı alınmış ve inşa edilmekte olan çok sayıda yeni proje var, dolayısıyla 2025-2026’dan itibaren Katar’dan gelecek yeni arzın yanı sıra oldukça büyük bir yeni arz dalgası söz konusu.” diye konuştu.
ABD’nin kararının piyasadaki arzı hemen etkilemeyeceğine dikkati çeken Froley, “Çünkü bu karar inşa edilmesi yaklaşık üç yıl sürecek yeni projelerle ilgili. ABD ve Katar’dan önümüzdeki birkaç yıl içinde inşa edilecek çok sayıda yeni LNG projesi var. 2020’li ve 2030’lu yılların sonlarına geldiğimizde, ihtiyaç duyulan arz miktarı tamamen kömür, gaz, nükleer ve yenilenebilir enerji dengesine bakış açınıza bağlı.” ifadelerini kullandı.
İtalya’da bulunan Ricerche Industriali ed Energetiche’de (RIE) enerji jeopolitiği ve piyasaları alanında araştırma görevlisi Francesco Sassi de ABD’nin LNG ihracatı açısından bir süper güç olduğunu söyledi.
ABD’nin son kararının uzun vadeli dengeyi etkileyebileceğine işaret eden Sassi, “Dünyada hiçbir ülkenin ABD gibi hazırda ihracat projeleri yok. Sorun, bugünün ABD LNG ithalatçıları için değil, enerji sepetinde artan yenilenebilir enerji kaynaklarını dengelemek amacıyla kömür tüketimini azaltmak ve gaza yönelmek için ek ABD LNG arzı bekleyen ülkeler için olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya’nın boru hatlarından Avrupa’ya gönderdiği gaz arzını kısıtlaması, 2021’in ikinci yarısında Avrupa gaz ve elektrik fiyatlarında dramatik bir artışa yol açtı ve Şubat 2022’den bu yana Rusya-Ukrayna Savaşı Avrupa için ciddi zorluklar yarattı.
Avrupa, Ukrayna’daki savaşın başlangıcından bu yana 36,5 milyar metreküp LNG yeniden gazlaştırma kapasitesi kurdu.
2030’a kadar 106 milyar metreküplük ilave yeni veya genişletilmiş LNG ithalat kapasitesi ise planlama aşamasında bulunuyor. Bunun da Avrupa’nın LNG ithalat kapasitesini 406 milyar metreküpe çıkarması bekleniyor
ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) verilerine göre, 2022’de ABD’nin Avrupa’ya gönderdiği LNG miktarı bir önceki yıla göre yüzde 141 arttı. Rusya’dan gelen boru gazının son 40 yılın en düşük seviyesine gerilemesinin ardından Avrupa’nın ABD LNG sepetindeki payı yüzde 64’e kadar yükseldi.
Uluslararası araştırma kuruluşlarının tahminlere göre, 2023’ün en çok LNG ihraç eden küresel oyuncusunun ABD olması bekleniyor.
ABD’de Joe Biden yönetimi, 26 Ocak’ta çevreci grupların baskıları sonucu LNG ihracatına yönelik onay sürecini geçici olarak durdurma kararı almıştı.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, ABD Enerji Bakanlığının LNG ihracat izinlerini teyit etmek için kullandığı mevcut ekonomik ve çevresel analizlerin yaklaşık beş yıllık olduğu ve artık potansiyel enerji maliyeti artışları veya sera gazı emisyonlarının etkisine ilişkin son değerlendirmeler gibi konuları yeterince hesaba katmadığı belirtilmişti.
İklim aktivistleri, yeni LNG projelerinin kirlilik nedeniyle yerel topluluklara zarar verebileceğini, küresel olarak fosil yakıtlara bağımlılığı onlarca yıl boyunca değiştirilemez hale getirebileceğini ve yanan gazlarla güçlü sera gazı metanının sızıntısından kaynaklanan emisyonlara yol açacağını savunuyor.