Gazze: Bitmek bilmeyen kabus
8 mins read

Gazze: Bitmek bilmeyen kabus

Hamas’ın İsrail’e saldırısı sonrasında Gazze’deki siviller bombardıman altında. Elektrik ve suyun kesildiği Gazze’de hastaneler morga dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya. Ateş altındaki Gazze’den izlenimler.

“Dün gece bombardıman kesintisiz sürdü. Özellikle Rimal mahallesi çok ağır bombalandı. İnsan acaba başka neresi bombalanacak diye kendine soruyor. Sabaha sağ çıkabilecek miyiz? Yeni bir güne uyanabilecek miyiz?”

Gazze’de bulunan Mona Sabah, telefonda bölgede yaşadıklarını anlatırken hiçbir yerde güvende olmadıklarını söylüyor. 29 yaşındaki Sabah, gününün büyük bir kısmını çocukları, eşi ve komşularıyla binalarının bodrum katında geçirdiklerini ifade ediyor.

Bölgede İsrail, Hamas ve diğer militan Filistinli gruplar arasında sık sık çatışmalar yaşanıyordu. Ancak bu seferki farklı. Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) terör örgütleri listesinde bulunan Hamas, Cumartesi sabahı erken saatlerde İsrail köy ve kasabalarına yoğun bir füze saldırısı başlattı. Ardından yüzlerce silahlı Filistinli militan yüksek güvenlikli çitleri aşarak Gazze Şeridi’nin etrafındaki İsrail kasabalarına girdi, rastgele ateş açarak insanları öldürdü ve kaçırdı.

İsrail hükümeti, 7 Ekim Cumartesi günü ülkede savaş hali ilan etti. İsrail o zamandan beri abluka altındaki sahil şeridini bombalıyor. Gazze’deki militan grupların da İsrail tarafına saldırıları sürüyor.

Yaklaşık 2,3 milyon nüfuslu Gazze’nin sınırları 16 yılı aşkın bir süredir İsrail’e ve kısmen de Mısır’a kapatılmış durumda. Hamas, 2007 yılındaki seçim zaferinin ve Batı Şeria’yı yöneten El Fetih’le girdiği çatışmalar sonucunda Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirmişti. Gazze o zamandan beri İsrail ablukası altında.

Gazzelilerin isyanı: Abluka altında yaşamamız yetmedi mi?

Şimdi yeniden başlayan şiddetli şekilde başlayan çatışma Gazze’deki pek çok kişinin en büyük korkularını yeniden canlandırıyor.

Mona Sabah’ın olduğu gibi:

“Eğer bir şey istiyorlarsa bunu Hamas ile halletmek zorundalar. Böyle yaparak Hamas’ı değil bizi vururlar” diyen Sabah, “Bütün gece ağladım, hepimiz çığlık atıp ağladık. Bunun tekrar tekrar başımıza gelmesi inanılmaz bir şey. Biz siviliz, bir şey yapmadık ki. Her şeyin bir an önce bitmesini istiyoruz. Elektriğimiz yok, internetimiz yok, suyumuz yok. 15-16 yıldır abluka altında yaşamamız yetmedi mi? Sırada ne var?”

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre savaşın başından bu yana bin 300’den fazla Filistinli hayatını kaybetti ve 6 binden fazla kişi de yaralandı. İsrail medyası sınırı geçen bin 500 kadar Filistinli teröristin cesedinin ise İsrail’de bulunduğunu bildiriyor.

İsrail tarafında da şu ana kadar bin 200’den fazla kişi hayatını kaybetti, 3 bin 100’den fazla kişi de yaralandı. Kurbanların büyük bir kısmının Cumartesi günü düzenlenen terör saldırılarında öldürüldüğü belirtiliyor. Aralarında çocuklar, yaşlılar ve yabancı uyrukluların da bulunduğu 100 ila 150 kişinin de Gazze’de rehin tutulduğu tahmin ediliyor.

Güneş enerjisi ile cep telefonları şarj ediliyor

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Pazartesi günü Gazze’de “topyekun abluka” ilan etmiş ve bölgeye elektrik, gıda ve benzin sevkiyatını durdurmuştu. Gıda ve yakıt, İsrail’in Kerem Şalom sınır kapısı üzerinden Gazze’ye sıkı kontrol altında sokuluyor. Filistin Özerk Yönetimi’nin Gazze Şeridi için İsrail’den satın aldığı içme suyu da artık sağlanmayacak. Mısır da Gazze Şeridi’nin güneyindeki sınır kapılarını İsrail’in hava saldırılarının ardından kapattı.

Filistinlilerin serbest dolaşımı için kampanya yürüten Gisha gibi İsrailli insan hakları örgütleri ise İsrail’in karşı saldırılarını, “toplu cezalandırma yapıldığı” ve “sivil nüfusun tamamen hiçe sayıldığı” gerekçeleriyle eleştiriyor.

Gazze’de Çarşamba günü öğleden sonra tek elektrik santralinin de yakıtı tükendi. Gazze’de uzun süreli elektrik kesintileri olağan, ancak bu kapsamlı kesinti bölgeyi zorluyor. Gazze’de cep telefonunu küçük bir güneş enerjisi cihazıyla şarj eden bir gazeteci, “Elektrik artık yok ve jeneratörler için yakıt da yok” diyor.

Herkesin hava saldırılarından korunmak için sığınak aradığı ve cep telefonunun insanların yakınlarıyla iletişimde kalmak için tek bağlantı olduğu şu günlerde, bölgede tecrit edilmişlik hissi yoğunlaşıyor.

Kızılhaç’tan uyarı: Hastaneler morga dönüşebilir

Bu durumdan hastaneler ve zaten zayıf olan sağlık sistemi de etkilenmiş durumda. Sağlık sistemi, artan yaralı sayısı karşısında tamamen çökebilir. Uluslararası Kızılhaç Komitesi hastanelerin morga dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Uzun yıllardır yabancı gazeteciler için şoför olarak çalışan Raed El Athamnah, DW ile yaptığı telefon görüşmesinde “Devam edemiyorum” diyor. Raed El Athamnah, Cumartesi günü ailesiyle birlikte Gazze’nin kuzeyindeki İsrail sınırında yer alan Beyt Hanun’dan kaçmak zorunda kalmış. El Athamnah ailesi ile birlikte Cebeliye adlı bölgede BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu tarafından işletilen derme çatma bir okula yerleştirildiklerini söylüyor.

El Athamnah “Üzerimizde sadece Cumartesi günü giydiklerimiz var. O zamandan beri duş da alamadık. Uyuyamıyoruz, etrafımızdaki her yer vuruluyor” diyor. Onun gibi sayısız kişi Gazze Şeridi’nin iç bölgelerine kaçıyor. Ancak çok fazla seçenek yok: Mısır ve İsrail sınırları kapalı.

Gazzeliler kaçacak yer arıyor

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA) göre Cumartesi gününden bu yana yaklaşık 340 bin kişi, özellikle Gazze Şeridi’nin kuzey ve doğusundaki sınıra yakın bölgelerde yaşayanlar, evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bunların yaklaşık üçte ikisi BM Filistinli Mültecilere Yardım Örgütü (UNRWA) tarafından işletilen okullarda barınacak yer arıyor. Diğerleri ise Gazze’nin batısındaki akrabalarının yanına gitmeye çalışıyor, ancak İsrail hava kuvvetleri ve donanması kıyıdan da bombalıyor.

Gazze’de pek çok kişi hâlâ geçmişte yaşanan savaşların korku ve travmasını taşıyor. 2008-2009 savaşında evini kaybetmiş olan El Athamnah “Bu sürekli geri gelen bir kabus” diyor. İsrail hava saldırılarının daha önce yaşadıklarından çok daha şiddetli olduğunu söyleyen El Athamnah, “Burada da kendimizi güvende hissetmiyoruz. Kim bilir daha neler olacak” şeklinde sözlerini sürdürüyor.

İnsanların korkularının gerekçesi var. Zira İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, “Hamas’ın tarihi bir hata yaptığı” ve bunun bedelinin “on yıllar boyunca hatırlanacağı” uyarısında bulundu. Bir kara saldırısının eli kulağında olduğu tahmin ediliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir